8 Ekim 2013 Salı

İPEK BÖCEĞİ...

         Elimden biran olsun düşürmediğim, başucu kitabım Elif Şafak' ın AŞK isimli kitabını en nihayetinde bitirdim.. Okudukça kelimeler bir bir döküldü gözlerimden, her harfi, her heceyi öylesine yoğun içimde hissettim ki !!! iliklerim sızladı, içimdeki tarifsiz acının yerini bir an sevinç aldı.. ben aşıktım.. evet ben aşıktım.. belki bir çok insanın hiç başına gelemeyecek türde ama her seferinde ölmeyi bekleyen müptela aşık.. içimdeki bu büyük derin aşk beni mutlu etti.. kitabın her sayfasında can alıcı bölümler insanın dikkatini çekiyor, bir sonraki sayfada acaba ne okuyacağım diye merakla çeviriyorsun.. kitapta bir dialog vardı. Şöyle ki;
      
       Tebrizli Şems gönlündekini paylaşacak bildiklerine mirasçı olacak bir can yoldaşı, ruhdaş aramaktadır. O kişiyi bulmadan huzura eremeyecek, içindeki derin boşluk kapanmayacaktır. Rumî de aynı boşluğu içinde hissetmekte ve o da bir can yoldaşı aramaktadır.
       Lakin kim Tebrizli Şems’i bu ateşten uzak tutabilir?..
Ancak Rumî’ye yoldaş olmak ateşe çıplak ayakla dalmak gibidir, derin uçurumlardan atlamak gibidir..
       Efendi Baba Zaman, yola çıkmadan evvel Şems’e şunları söyler:   
-İpekböceği kozadan çıkarken alın teriyle ördüğü ipeği yırtıp parçalar.. Bu yüzden çiftçiler ya ipeği seçerler, ya ipekböceğini.. İkisini birden koruyamazlar..Çoğu zaman ipeği kurtarmak için ipekböceğinin canını alırlar.. Bir tek ipek mendil için bilir misin yüz ipekböceği can verir?”
Ve Şems yola çıkarken cevap verir:
_”Bu hikayede benim payım ipekböceğininkine benzer.. Rumî ipektir, ilmik ilmik örülecektir.. Vakit tamam olunca ipeğin bekası için ipekböceğinin ölmesi gerekir..”


        Cancağızım, Aşık olunca kelimeler kıfayetsiz kalıyor, bu kitap tüm kelimeleri bir araya toplamış.. mana kazandırmış..
      Umarım hediyeni beğenirsin :)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder