"SEN VAV OLDUN, BEN LAL" dedin ya sevgili.. daha en başında vav duruşum geldi aklıma.. nasılda bir çırpıda "Seni seviyorum" demiştin.. ekran karşısında nasıl büzülüp kalmıştım.. nasılda utanmıştım..bütün bedenim bir küçük vav olmuşken, ruhum elif olup karşıma dikilmişti.. insan hiç görmediği, hiç tanımadığı birini sevebilir mi? sadece adını bildiği bir insanın karşısında, bu VAV haline dönüşmesi neden? konuşan dilim LAL oldu, yazan ellerim; tutmaz, gören gözüm ise AMA...
O zaman anladım sevdam, bu aşk beni halden hale sokacak.. bazen deli bir hasret yangını ile kuş olup uçmak istiyor yüreğim.. bazen en SUSKUN halimle zamanı seyredalmak hoşuma gidiyor. Hep bir hasret yangını, hep bir aşk acısı.. ne zaman elif olup dikilse, aklım karşıma, vav olmak hoşuma gidiyor ya, elifliğe geçemiyorum..
İşte gene o halden hale bürünmüşlüğümle karşındayım. Zaman denen cellat ne zaman bizim için akacak bilmiyorum.. okyanusun ortasındayım ya seninle; farklı akıntılara kapılmış gibiyim.. ne zaman ne ile karşılaşacağımı, ne hale bürüneceğimi bilmiyorum.. kestiremiyorum.. ama sabırlıyım.. eğer vuslat var ise sonunda ve teninin tek bir zerresine dokunacaksa parmaklarım, nefesini nefesimde hissedebileceksem bu karanlık gecelerden sonra, beklerim sevgili yolun sonunda ölüm bizi buluşturacakta olsa beklerim..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder