5 Ekim 2013 Cumartesi

ŞEHİR

         Düşünüyorum, düşünüyorum, düşünüyorum.. bu aralar daha da çok sorguluyorum geçmişimi..geçmişim müzik ve dansı olmayan hint filmi gibi.. yıllar var ki; mutluluğu ve aşkı alnından yakalayacağımı düşünerek gittiğim o uzun yollar ve o yollarda geçen zaman, doğru şehir sanıp yanlış şehire bağlanmaya çalışmak, içine sinmesede sinmesini beklemek, şimdi düşünüyorum neden o şehrin ve o şehirde yer alan sokak ve caddelerinin bana bu denli yabancı gelmesi..
         Öyle şehirler var ki; büyük bir güven hissiyatı verip saatlerce caddelerinde umarsız dolaştığın, tanımadığın bir şehirde nereden geliyor bu umarsızlık? vapur henüz kıyısına yaklaşmadan, çepeçevreleyen o güven duygusu, o heybetli duruşu karşısında korkunun k sini getirmiyor insan aklına!!!  insanı daha yaklaşırken, nefesinin içine alıp soluk almaya başladığın ve o şehrin öyle sokakları var ki; damarlarında dolaşan kan gibi tanıdık ve aktıkça akan.. içinde kendini kaybettiğin bu denli sarıp sarmalayan.. en can alıcı noktasından.. kalbinden, nefesinden, yüreğinden... teninden.. nedir bu denli yakalayan.. ?
        AŞK evet AŞK... AŞK
Bir anda dikilip karşıma, korkma diyerek kollarını açan sevgili..
Sen şehirsin, sen şehire değil, şehir sana benziyor.. tüm sokakların AŞK kokuyor.. tüm yollar sana çıkıyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder